Bazı şeylerin açıklaması yapılamaz, hiçbir kelime anlatamaz.
Bunların pek çoğu duygularda gizlidir. Mesela kimse mutluluğu tam olarak
tanımlayamaz. Huzuru, sevgiyi, aşık olmayı ve aynı zamanda bunların tam tersi
mutsuzluk ya da umutsuzluk gibi pek çok duyguyu anlatamaz. Herkese göre
farklılık gösterdiğinden midir bilinmez ama geçmişten günümüze kalpten kalbe
değişiklik gösterdiği kesin.
Kalp demişken, değişiktir kendileri. Kimi zaman çok kırılgan
olabilirken kimi zamansa en ağır topların bile yıkamadığı bir duvar kadar güçlü
olabilir. Beklenmedik zamanlarda beklenmedik tepkiler vermesiyle de bilinir
çoğu kişi tarafından. Tuhaftır. En mutsuz anında bile bir umut yeşertebildiği
gibi tüm bağları bir kerede koparıp atabilecek kadar zalim de olabilir. Ne var ki
hiç beklenmedik anda kanatlanıp uçabilen bu değişik organ hayatın tümünü
etkileyebilme gücüne sahiptir. Aklı ekarte eder, ruhu özgürleştirir ya da
hapseder. Kısacası ne yapacağı bilinmez, saygı gösterilmesi gerekir. Anlamak
için çok çaba göstermemek, onunla ahenkle dans etmek gerekir. Tabii arkada
çırpınan aklın sözlerini de yabana atmamak gerektiğini hatırlatmak gerekiyor
tam da burada :)
Yine de bazı zamanlar vardır ki aklınla kalbin bir olur
şarkı söylerken ruhunda. Tüm bedenini ele geçirir, gülümsetir, ağlatır. Sorgusuz
sualsiz bırakırsın kendini ve dans etmeye başlarsın. Korksan da için ürperse de
bazen durup düşünsen de güvenirsin bu defa onlara. Aferin, devam et! Çünkü
paramparça olmuş zavallı kalbin sana yepyeni bir çiçek veriyor şu an, kıymetini
bil. Sarıp sarmalayan, nereden geldiğini anlayamadığın o serin ama güzel
rüzgarın kollarına bırak kendini. Alıp götürmesine izin ver. Bırak, aklındaki
tüm düşünceleri, kalbindeki tüm korkuları bırak ve onunla devam et. Karşına çıkan
yepyeni rotada izin ver yolunu göstersin, seninle yürüsün. Çünkü kalp yalnız
yürüyemez aslında. Tökezler, canı acır, eksik kalır. Bedenin iki tarafını da
dolduracak gücü yoktur. Halbuki rüzgar tenine her dokunduğunda eksik kalan
parçaları getirir bırakır sana. Bağlanırsın, daha güçlü hissedersin,
canlanırsın böylece.
Öyle güzel etkisi altına alır ki seni sözcükler, hiçbir
madde bu kadar mutlu edemez, bu denli sarhoş edemez seni, o zaman anlarsın. Hep
en içinde kalmış hazinelerinin olduğunu o zaman farkedersin. Her biri açığa
çıktıkça sen bile şaşırırsın olanlara. Sen misin bu gözleri ışık saçan, sen
misin tamamen tükenmişken bu kadar sevgi dolu ayağa kalkıp sarılan? İşte dedim
ya, kalp tuhaftır diye. Tam olarak anlatmaya çalıştığım da buydu. Sen kendini
karakışta donmak üzere hissederken bir anda ruhuna baharı getirip dallarında
çiçek açtırabilecek kadar güçlü ve etkili bir şey bu sevimli yol arkadaşımız.
Onu sev, hiç bırakma. Kızabilirsin bazen, uzakta kaldığını
düşünebilirsin, kırabilir, kırılabilirsin… Ama unutma, ne olursa olsun o
sensin, senin bir parçan. Nefes alma nedenin, gülümseme nedenin. Yakaladığın,
sarıp sarmalayan, iyileştiren rüzgarın hep onunla olduğunu bil. Her nefesinde
biraz daha iyi geleceğini unutma. Her derin nefesinde daha çok çiçeklerinin
olacağını unutma. Nefes alman durmadıkça, kalbinin atışlarının durmayacağını
sen de biliyorsun. Kalbine iyi davran, gelen rüzgara kucak aç, en derinine
sakla onu! Bırakma…
Açıklamaya çalışma olanları, anlayamadığın duygular içinde
kaybol. Gözlerini kapat ve sadece dans et! Bırak rüyaların yepyeni hayallerle
masallardan daha güzel bir dünya yaratsın sana. İnan, her birinin gerçek
olacağına inan. İzin ver her geçen dakikan bir diğerinden daha güzel olsun. Yıldızlarını
daha parlak yapan gecenin karanlığını sev, güneşi daha parlak yapan sabaha bir
gülücükle karşılık ver. Her şeyin daha iyi olacağından şüphen olmasın. Belki de
ilk defa korkmadan bak, güven, sev! Sürpriz yumurtalar her zaman sevilmeyi
hakeder, hakettiğinden fazlasını verebilirsin. Kalbine güven, gözlerini kapat,
derin bir nefes al. Masalları gölgede bırakacak bir hikayenin başındasın!
Unutulmaya yüz tutmuş kalemin ve kağıtların heyecanla seni bekliyor!
Sen yalnızca dans et sözcüklerin arasında, kendini serbest
bırak. Bırak kelimelerin kitlensin, aklın karışsın, kalbin kanatlansın! Bir “son”
yazamayacağın muhteşem bir kitabın başındasın, tadını çıkar! Ve teşekkür et,
yıldızlarını pırıl pırıl yapana, gününü aydınlatana, rüyalarını güzelleştirene,
her bir saniyenin önemini arttırana, kalbinde çiçek açtırana, ruhunu
sarmalayana! :)