Bir kapıyı kapatırken bambaşka bir kapı açılabilir mi
gerçekten? Bu kadar kırgınken, bu kadar yorgunken bir gülüşte huzur bulup
dinlenebilir mi ruh? İçten gelen bir hisle karşındakine gözü kapalı güvenebilir
mi bu deli kız?
Sorular soruldukça cevaptan çok soru getiriyor belki de… Her
zaman aklında kurduğu, içinden istediği şeyler karşısına çıkınca neden bu kadar
kitlenir ki bir insan anlamam. Keyifle kurduğu cümleler, içten güldüğü anlar,
anı yaşadığı mekanı, zamanı unuttuğu sohbetlerden daha güzeli var mı ki? Birlikte
bir tepeden nefes alırken, kafayı kaldırıp yıldızları sayarken duvarları biraz
indirmek gerekiyor sanırım bazen. Saçmalamak, cümlelerin sırasını kaybetmek,
anlamları yitirmek. Bunların güzelliğini yaşamayalı ne kadar uzun zaman olsa da
yeniden en içinde hissetmek…
Surata yerleşen o koskocaman şapşal gülümsemeyi bir an olsun
silememek, yanakların kızarıklığının geçmemesine ne demeli peki? Bir kez,
sadece biraz karşında duran o gözlerin seni görmesine izin vermek, sanırım
hiçbir şey kaybettirmez bu defa! :)
db
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder