Hayatın hızla değiştiğini görür, neler yaşadığına şöyle durup bakarsın bazen hani, sanki hiç biri sana ait değillermiş ama yine de senden çok şey alıp götürmüşler gibi… Hayatına girip çıkan insanlara bakarsın, ne kadar çok hayal kurduğuna, ne kadar çok hayallerinin yıkıldığına. Sonra fark edersin ki bunca kırgınlığın üzerine yine biri çıkmış, dokunmuş sana. Kaçamamışsın, kaçmamışsın. Ama öylece kalmışsın karanlığın ortasında, far görmüş tavşan misali işte…
Ne yapacağını bilemez, ne söyleyeceğini bilemez, karşıdaki ne düşünür bilemez… Düşünür, kurar, bıkar…
Halbuki az bir cesaret yetmez mi tüm içindekileri söylemeye bir bir herkese? Artık sevmiyorum, istemiyorum seni hayatımda demeye eskiden en kıymetline. Ve yahut bana iyi geliyorsun, özledim hadi gel demeye bambaşka birine?
Sanırım yetmez, değil mi? Bunca kırılmışlığa, bunca aldatılmışlığa yetmez ufak bir cesaret… Sen de kırmadın mı sanki karşındakini hiç? Üzmedin mi, bırakıp gitmedin mi? Şimdi hangi cesaret kurtarır seni bu belirsiz durumdan?
Boşver, kal böyle…
db
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder