Zavallı kadın koltukta oturmuş goblenini işlerken arada sırada camdan dışarı bakıyor, en sevdiği mevsimin gelişini etraftaki elma ağaçlarının meyve verişinden anlayarak gülümsüyordu. Çocukluğundan beri yemekten en çok hoşlandığı meyvenin elma olması nedeniyle bahçesinde ve çevredeki bahçelerde eskiden dikilmiş birçok elma vardı fakat o çocukluğundan gelen o ‘’ölüm’’ korkusu nedeniyle inatla ağaçlardan elma koparıp yemezdi. Son yediğinde elmalardaki ilaç ve toz yüzünden hastanelik olmuş ve o günden sonra tam bir temizlik delisi olmuştu. Herhangi bir şeye dokunurken ellerinden hiç çıkartmadığı steril eldivenleri, dışarıdan aldığı hiçbir şeyi garip temizlik işlemlerinden geçirmeden kullanmaması etrafındaki herkesi çileden çıkarmıştı yıllarca. Şimdiyse evinde oturmuş dikiş nakış yaparken gözüne çarpan buruşmaya başlamış elleri ve ayağının dibindeki kedisinin miyavlama sesleri ona tekrar yalnızlığını hatırlatmış, komşusunun küçük ama haylaz oğlunun ona söylediği sözler tekrar aklına gelmişti. Ona tam anlamıyla ‘’Delisin sen! ‘’ demişti. Buna neden olansa; onu elma yerken görüp, hiç elinden çıkarmadığı eldivenleriyle çocuğun elinden kaparak ‘’delice’’ temizleyip geri vermesiydi. Küçük çocuk korkuyla kaçarken ‘’delisin sen delisin!’’ diye bağırmıştı. Bu düşüncelerle iyiden iyiye üzülen kadın işlediği gobleni bırakmış elindeki iğneyi farklı büyüklükteki iğnelerini kaybetmemek için sapladığı koltuğunun sol yastığının üzerine saplayıp, ayağının altında dolaşmasına sinir olduğu kedisine bir tekme atarak yerinden kalkmıştı, eldivenlerini takmış ve bahçesinden bir elma koparmak için kapıya yönelmişti. Kapının yanındaki aynanın tekrar yalnızlığını hatırlatması onu bu sefer kızdırmıştı da. Bu kızgınlıkla eldivenlerini bir çırpıda çıkarıp atmış ve çıplak elleriyle bir elma koparıp koşarak içeri girmişti. Bu defa hiçbir temizlik işleminden geçirmeden bir ısırık almanın verdiği hazla bedenini camın önündeki en sevdiği koltuğa bırakmasıyla acı çığlıklar atmaya başlaması bir olmuştu. Koltuğun sol tarafında oturuyor olduğunu anlamak pek de güç olmamıştı onun için. Komşularının yardımıyla çağırılan ambulansla hastaneye giderken söylediği tek şey ‘’ eldivenlerimi asla çıkarmamalıydım, lanet olası çocuk!’’ olmuştu.
db
*Katıldığım bir film atölyesinin senaryo yazımı çalışmalarından ilki. Çalışmanın amacı "elma", "eldiven" ve "koltuk" ögelerini kullanarak anlamlı bir senaryo yaratmaktı.
**Elma / Eldiven / Koltuk
Sürekli ölüm korkusu olan bir kadın / Yemekten en çok hoşlandığı meyve elma / Yalnızlıktan goblen dikiş nakış yapar iğnelerini koltuktaki yastığa saplayarak bırakır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder