21 Aralık 2013 Cumartesi

Tek bir bakış mı?

Bazen tek bir bakış yeterlidir her şeyi altüst etmeye…

Durursun, gözlerinin en içine bulursun en saklanmış halini belki de o an. Kaçmak istersin ama hapsolursun o saniyelere. Bitmesin istersin ya da biran önce bitsin! Bir anlık yaşanan şey sanki saatler sürmüştür de çıkamazsın işin içinden. Şaşırırsın sonradan, bir bakış mıydı tüm bu ruhunu alıp götüren uzaklara. Hafızandan silip atamadığın bir çift göz müydü yalnızca? Cevabını bildiğin soruları soramazsın kendine ama değil mi? O gözlerin içindekiydi seni alıp götüren aslında biliyorsun sende işte, ne diye hala inkar ediyorsun ki bunu… 

Baktığın an tüm anılarını görmüştün orada. Kendini, ‘biz’ olduğunuz zamanları.. ve en kötüsü olamadığınız her anı! Yaşadın acısını en içinde. Kızdın, öfkelendin, kırıldın hatta! İncinmiş bir halde aktı gözyaşların yanaklarında usulca. Buz kesmiş tenini yaktı sıcaklığı, kalbinin içten içe yaktığı gibi tüm ruhunu. Bağıramazdın, susamazdın, vuramazdın, sarılamazdın; çelişkiler yıpratmıştı seni artık, daha fazla dayanamazdın buna!

+Çıkar yol var mı?

-…

+Hiç mi yok?

-Hiç…

+Neden?

-Cevabı sende, biliyorsun…

+…


Hep böyle mi olmak zorundaydı… Neden birbirinden vazgeçemezdi ki iki insan? Cevabı kendi içinde bir cümleden ibaretti aslında tüm mesele… ‘Bir’ olan ayrılabilir miydi artık? En yok olmuş hali bile bağlıydı. Her şey gitse de saygısını korurdu, içtenliği vardı. Demek ki gerçekti… Yoksa, yoksa bunca şeye rağmen durur muydu karşı karşıya bu iki insan? Gözlerinin içine bakıp da görebilirler miydi en dipte kalmışları…

Sanmıyorum…

Bazı şeyler vardır hiç unutulmayan, unutulmayacak olan ama hatırlanması yasak olan ve bazı şeyler vardır unutulmaya mahkum ne kadar hatırlanmak istese de!

Ve her insan ne çok barındırır tüm bu yasak ve mahkumlardan farkında olmasa bile. Aynaya baktığında bile göremediği ne çok saklanmış parçası vardır diplerinde. Gün gelir bir söz, bir bakış, bir dokunuş yerle bir eder ve o zaman fark edersin unuttuğuna, bitirdiğine inandığın her şeyde kendini kandırdığını sadece. 

Hatırlanmamak üzere kilit vurduğun sandıklarının açılmayacağını mi düşünmüştün bir ömür?

Peki şimdi ne yapacaksın? Sustukların parçaladıkça ruhunu unutabilecek misin o seni yerle bir eden bakışları? Dokunmadan durabilecek misin anılarına? Aklından atabilecek misin o durmuş zamanda konuşulan her bir kelimeyi!

Cevabını bildiğin sorular sormayı asla bırakamayacaksın değil mi?

Boşver, bırak gitsin…

Sus sadece artık, kapat gözlerini ve biraz uyu. Rüya da görme n’olursun… Bırak her şeyi ve sadece git buralardan… Hadi artık, vakti geldi…

………

db

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder