Bazen tek bir bakış yeterlidir her şeyi altüst etmeye…
Durursun, gözlerinin en içine bulursun en saklanmış halini
belki de o an. Kaçmak istersin ama hapsolursun o saniyelere. Bitmesin istersin
ya da biran önce bitsin! Bir anlık yaşanan şey sanki saatler sürmüştür de
çıkamazsın işin içinden. Şaşırırsın sonradan, bir bakış mıydı tüm bu ruhunu
alıp götüren uzaklara. Hafızandan silip atamadığın bir çift göz müydü yalnızca?
Cevabını bildiğin soruları soramazsın kendine ama değil mi? O gözlerin
içindekiydi seni alıp götüren aslında biliyorsun sende işte, ne diye hala inkar
ediyorsun ki bunu…
Baktığın an tüm anılarını görmüştün orada. Kendini, ‘biz’
olduğunuz zamanları.. ve en kötüsü olamadığınız her anı! Yaşadın acısını en
içinde. Kızdın, öfkelendin, kırıldın hatta! İncinmiş bir halde aktı gözyaşların
yanaklarında usulca. Buz kesmiş tenini yaktı sıcaklığı, kalbinin içten içe
yaktığı gibi tüm ruhunu. Bağıramazdın, susamazdın, vuramazdın, sarılamazdın;
çelişkiler yıpratmıştı seni artık, daha fazla dayanamazdın buna!
-…
+Hiç mi yok?
-Hiç…
+Neden?
-Cevabı sende, biliyorsun…
+…
Hep böyle mi olmak zorundaydı… Neden birbirinden
vazgeçemezdi ki iki insan? Cevabı kendi içinde bir cümleden ibaretti aslında
tüm mesele… ‘Bir’ olan ayrılabilir miydi artık? En yok olmuş hali bile
bağlıydı. Her şey gitse de saygısını korurdu, içtenliği vardı. Demek ki
gerçekti… Yoksa, yoksa bunca şeye rağmen durur muydu karşı karşıya bu iki
insan? Gözlerinin içine bakıp da görebilirler miydi en dipte kalmışları…
Sanmıyorum…
Bazı şeyler vardır hiç unutulmayan, unutulmayacak olan ama
hatırlanması yasak olan ve bazı şeyler vardır unutulmaya mahkum ne kadar
hatırlanmak istese de!
Ve her insan ne çok barındırır tüm bu yasak ve mahkumlardan
farkında olmasa bile. Aynaya baktığında bile göremediği ne çok saklanmış
parçası vardır diplerinde. Gün gelir bir söz, bir bakış, bir dokunuş yerle bir
eder ve o zaman fark edersin unuttuğuna, bitirdiğine inandığın her şeyde
kendini kandırdığını sadece.
Hatırlanmamak üzere kilit vurduğun sandıklarının
açılmayacağını mi düşünmüştün bir ömür?
Peki şimdi ne yapacaksın? Sustukların parçaladıkça ruhunu
unutabilecek misin o seni yerle bir eden bakışları? Dokunmadan durabilecek
misin anılarına? Aklından atabilecek misin o durmuş zamanda konuşulan her bir
kelimeyi!
Cevabını bildiğin sorular sormayı asla bırakamayacaksın
değil mi?
Boşver, bırak gitsin…
Sus sadece artık, kapat gözlerini ve biraz uyu. Rüya da
görme n’olursun… Bırak her şeyi ve sadece git buralardan… Hadi artık, vakti
geldi…
………
db
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder